top of page
  • Nazlıcan Tahirler

Görünür Olmak İçin Bir Tabloya Saldır!




3 Eylül Perşembe günü Marcela Aleman ve Silvia Castillo adalet için Mexico City’deki Ulusal İnsan Hakları Komisyonu’nun binasını işgal etti. Her ay yüzde doksan sekizinin faili meçhul olduğu yüzlerce kadının öldürüldüğü Meksika’da, Aleman çocuk yaşta tecavüze uğrayan; Castillo ise öldürülen çocuğu için adalet istiyordu. #NiUnaMenos ve Aequus feminist aktivist gruplarının destek için işgale katılmasıyla protesto büyüdü ve ülkenin her yerinden gelen kadınların desteğiyle güçlendi. Adalet için artık kâğıt işleriyle uğraşmak istemediklerini söyleyen kadınlar katiller ve tecavüzcüler bulunana kadar durmayacaklarını bildirdiler.


Binadaki birçok eşyayı dışarı atarak yakan kadınlar, içeride bulunan ve erkek tarihinin yarattığı figürlerin portrelerini rengarenk boyadılar. Portreleri ruj, allık, çiçek desenleriyle renklendiren kadınlar kendi eserlerini baş aşağı bir biçimde binanın önünde sergilediler. Böylece eylemin bilinirlik ivmesi gittikçe arttı ve dünya kamuoyunda yankı uyandırdı.

Erkeklerin yazdığı tarihi ve onları umursamadıklarını söyleyen kadınlar, yaptıklarının artık kendi imzalarını taşıdıklarını belirttiler. Devlet Başkanı López Obrador ise bu eylemi vandallık olarak nitelendirdi. Ülkesindeki çocuklar tecavüze uğrarken ses çıkarmayan başkanın sanat eserleri için gösterdiği duyarlılık iki yüzlülük olarak değerlendirildi. Kadınlar yeniden yapıma uğrattıkları eserleri açık arttırmada satarak kadın sığınma evlerine bağışlayacaklarını bildirdiler.



Protestoların sanat eserlerine zarar verildiği noktada duyulması aklıma 1914 yılında Mary Richardson’ın; hapishanedeki süfrajet hareketinin lideri Emily Pankhurst’a yapılan muameleye tepki olarak, Diego Velazquez’in Venüs tablosuna baltayla birkaç yarık açması geldi. Richardson, Londra Ulusal Müzesi’nde eylemini gerçekleştirdiği anda tutuklandı. Bugün Meksika’da olduğu gibi, Richardson'ın yaptığı eylem de o gün büyük bir yankı uyandırmıştı. 1914 yılı Londra’sında kadın hakları için iki kelime yazmayan gazeteler bu eylemi manşet olarak verdiler.


Bu eylemlerde savunulan şey vandalizm değildir. Sözlük anlamına baktığımızda tüm bu eylemler vandallık olarak kabul edilebilir. Fakat burada sormamız gereken soru şu:

Görünür olmak için bir resme mi saldırmak gerekiyor? Kadınların seslerini duymamız için daha kaç resmin tahrip olması gerek?



Recent Posts

See All
bottom of page