Aby Warburg, 20. yüzyıl modern sanat tarihinin erken dönem kurucularından biri olarak kabul edilir. Warburg, fotoğrafın, imgeleri zaman ve mekânda yakalama ve çoğaltma -röprodüksiyon- gücünü kullanarak, Antik dönemden itibaren çok sayıda sanat tarihsel görseli, belli bir kronolojik dizge gözetmeden bir araya getirir. Bunlara gazete kupürleri ve dönemin görsel yazılı imajları da dahil. Warburg’un amacı esas itibariyle “hafıza mekânları” yaratmaktır. Böylece, çoğalttığı imajlardan derlediği kitabına Bilderatlas Mnemosyne ismini koymayı tercih eder.
Berlin’deki Haus der Kulturen der Welt (Dünya Kültürleri Evi) 4 Eylül- 30 Kasım tarihleri arasında Aby Warburg’un Bilderatlas Mnemosyne eserini sergilemekte. Kendi zamanın çok ilerisinde bir görsel referans sistemi kuran Mnemosyne’in -ki buna Warburg’un “hayalî müzesi” de diyebiliriz- izleyicinin deneyimine sunulması, bu serginin önemini arttırır. HKW’nin sergiye paralel yayınladığı, sanat tarihçisi ve eleştirmen Uras Kızıl’ın çevirisiyle basın bülteni şöyle:
Aby Warburg: Bilderatlas Mnemosyne
Sanat tarihi ve kültür teorisyeni Aby Warburg (1866-1929), 1920’lerde antikiteden Rönesans’a ve çağdaş kültüre uzanan, zaman içerisinde tekerrür eden görsel temaları ve şablonları izleyen Bilderatlas Mnemosyne’i yaratır. Warburg’un yaklaşım tarzı, görsel ve dijital anlamda günümüz egemen dünyasına ilham verir.
Aby Warburg, farklı dönemlerden ve kültürel bağlamlardan imajların karşılıklı etkileşimleri üzerinde durur. Antik dünyanın Rönesans ve Çağdaş dönem üzerindeki etkilerinin resimsel bir temsilini sağlamak için Mnemosyne Atlas’ını tasarlar. Atlas’ın dokümante edilen son versiyonu, çağdaş gazete kupürleri ve ilanlarıyla birlikte Warburg’un Orta Doğu, Antik Çağ ve Rönesans’tan sanat eserlerinin fotoğrafik röprodüksiyonlarını yerleştirdiği büyük siyah panellerden oluşur. 1929’daki ölümüne yakın tarihlerde Warburg, meslektaşları Gertrud Bing ve Fritz Saxl’la birlikte Bilderatlas’ın işlevi ve yöntemi üzerinde durur. Gayeleri, uzmanlar arasında olduğu kadar daha geniş kitleleri de içine alan bir tartışma alanı oluşturmak için bir yayın çıkartmaktır. Velhasıl, Atlas bu oluşum sürecinde bir tür bilişsellik aracı halini alır.
Warburg’un yöntemi yeni standartları belirler: kanonlaştırılmış imajların yeniden düzenlenmesi ve çağlar boyunca onların seyredilmesi… Warburg’un projesi sanat tarihi, felsefe, antropoloji arasındaki sınırları aşar; medya ve görsel çalışmaların modern disiplinleri için bir temel oluşturur. Günümüzde görsel medyanın hükmettiği bir gerçeklikte, Warburg’un görsel hafızasının kullanımı ilham verir ve alternatif güzergâhlar sağlar.
HKW’deki sergi (Haus der Kulturen der Welt) Atlas’ın (1929) belgelenmiş son edisyonunu orijinal imajlarına sadık kalacak şekilde restore eder. Londra’daki Warburg Enstitüsü’yle işbirliği içinde küratör Robert Ohrt ve Axel Heil, Warburg’un 63 panelden oluşan tamamlanmamış yapıtını göstermek için Institute’s Photographic Collection’da yer alan çoğu orijinal 400.000 ayrı objeden 971 imajı -bunların bazıları renkli- tespit eder. İlaveten, daha önce yalnızca Warburg Enstitüsü arşivlerinden erişilebilen 20 adet yayınlanmamış büyük boyutlu panel fotoğrafı sergi dahilinde gösterilecektir: Bunların çoğu 1928’in sonbaharında yapılmış, Atlas’ın geçmiş edisyonlarından çıkarılmış ve orijinal siyah beyaz negatif büyük baskılar olarak sunulmuştur. Sergi münasebetiyle Almanya’nın önde gelen yayınevlerinden biri olan Hatje Cantz, biri 2021’in baharında yayımlanmak üzere iki yayın hazırlamaktadır.
Comments